Kabilecilik Anlayışı (İnsan ilişkileri)
Selamlar arkadaşlar nasılsınız iyisinizdir umarım.Bugün insan psikolojisinin en temel yapısı olan kabilecilik anlayışından bahsedeceğim.Nedir bu kabilecilik anlayışı?
Aslında hayatımızın her alanında etkili olan bir anlayış bu.İnsanların tanımadığı insanlara karşı neden ön yargılı olduğu,tanımadığı insanlara karşı neden savunmacı ve saldırgan olduğu,yolda gördüğümüz insanların bize karşı veya genel olarak neden asık suratlı olduğu ve hatta neden dışlandığımız gibi konuları ilgilendiren bir anlayış bu.
İnsanlar sosyal varlıklardır,ekip olarak hareket ederler.Avcı-toplayıcı dönemde bu kabileler genel olarak kan bağı olan kişilerden oluşuyordu.Ve en fazla 150 kişi olurdu.Kardeşler,kuzenler..ve uzayıp giderdi.Gerekli olduğu zaman başka kabilelerden kız alırlardı.Bu kabileler bir bütündü.Grupta herkes bir işe yarardı.Birisinin başına bir şey geldiği zaman kabilenin işleyişi bozulacağı için kabile üyelerini baş üstünde tutarlar birbirlerini desteklerlerdi.Ve insanların hediyeye karşılık hediye iyiliğe karşılık iyilik psikolojiside buradan gelmekte.Sen karşı tarafa iyilik yap ki daha sonra o da sana yapsın.Paylaşma bilincide buradan gelmekte.
Anlayacağınız kabile kutsaldı.Aile kutsaldı.Hayatta kalmak için insanlar işbirliği yaparlar.Ekipler kabileleri oluşturur.Kabileler hayatta kalmak için çok önemliydi dahası zaman geçirmek için çok önemliydi.Birbirinin dilinden anlayan canlılardı.Bunun için insanlar kabilelerine çok değer veriyorlardı tanıdığı insanlara bağ kurdukları insanlara sevgi besliyorlardı.Bu insanları doğal olarak korumak istiyorlardı bu yüzden diğer kabilelere düşman gözüyle bakıyorlardı.Eğer karşı kabile kendi işlerine ve çıkarlarına fayda sağlamıyorsa potansiyal düşman ve yabancıydı.Bu düşman kabileye karşı saldırgan tavır takınırlardı.Kendi soylarını korumak için bölgedeki hayvanları bir an önce avlayıp ağaçlardaki meyveleri bir an önce toplamak için yarışırlardı.Tahmin edebilirsiniz ki kıskançlığın kökleri de bu anlayışa dayanıyor.Yani birazcık kabilecilik anlayışıda kıskançlığın oluşumunda etkili.Benim kabilem,benim soyum,benim sevdiklerim!Ben hayatta kalayım!
Ön yargının oluşumu bile birazcık bu anlayışa kadar dayanıyor.Karşı kabiledeki insanlara karşı acaba dostlar mı?İçlerinde ne saklıyorlar?Bizi kandırıyor olabilirler mi?Gibi soruları sormak hayati derecede önemliydi yoksa hayatta kalamazlar soyları devam edemezdi.Bu ön yargı psikolojiside günümüze kadar geldi.Aslında bir yandan ön yargı insanı hayatta tutuyor.
Anlayacağınız insanlar hayatta kalabilmek birleşip küçük parçalara bölünmüşlerdi.Biz-Siz.Benim kabilem senin kabilen.Biz-Onlar! Milletlerin oluşumu bile buradan gelir.Hayatta kalabilmek için kültür yaratacaksın ki bu kültür ailenin değerlerini koruyup yaşatsın. Irkçılık bile bu anlayışa bağlı. Mesela ülkende kendi milletinin içinde yaşıyorsun ve mülteciler geliyor doğal olarak hayatta kalabilmek için o kültürü dışlıyorsun o genleri dışlıyorsun kendi kültürünü şaha çıkartıyorsun.
Her şey her şeyle bağlantılı arkadaşlar.Türkiye'de neden çok fazla torpil var?Kabilecilik anlayışı daha doğrusu güdüsü yüzünden.İnsanlar bir dayanağı olsun istiyor.Türkiye'de ise hayatta kalabilecek imkanlar çok az olduğu için insanlar yakınlarına bel bağlıyorlar.İmkanlar artsa sistem olsun,adalet olsun,gelir olsun bunlar azalacak.
Artık dışarda gezerken içinizdeki korku kalmayacak.Çünkü zaten insanların kafasının avcı-toplayıcı kafası olduğunu öğrendiniz.Dışarda neden dik dik bakıyorlar?Neden dikkatlice süzüyorlar?Neden düşmanca tavır?Çünkü kendi modern kabilelerini korumak istiyorlar?Kendi sevdikleri tanıdıkları var onlar onlara hoş geliyor siz potansiyal düşmansınız.Ama bir avantajınız var!Kendinizi sevdirebilirsiniz.Evet tanımadığınız insanların sizi kabilelerine almalarını sağlamak için bağ kurmanız lazım.En şeytani yol olarakta çıkarlarına hitap etmeniz lazım.
Esenlikler dilerim :)
Yorumlar
Yorum Gönder